Black Mirror (Kara Ayna) dizisinin 5. sezonunun 2. bölümü sosyal medya kullanımıyla ilgili harika ve mesajlar veriyor ve dizinin en iyi bölümlerinden.

1:00 - spoilersız 5. sezon eleştirisi
1:45 - spoilersız smithereens eleştirisi
4:30 - SPOILERLI smithereens eleştirisi (GERİSİ HEP SPOİLERLI)
5:30 - dizideki gerçek hayat paralellikleri
8:03 - bölümün sonunda aslında ne oldu?
12:22 - sosyal medya uygulamalarının bağımlı yapma teknikleri
17:41 -bağımlılıktan kurtulma yolları

kendi sosyal medya bağımlılığımı anlattığım video:    • SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞIM  
instagam sayfam: https://goo.gl/UWFPG4

Tristian Harris türkçe altyazılı ted konuşması:    • How a handful of tech companies contr...  
Tristian Harris blog yazısı: http://www.tristanharris.com/essays/

Black Mirror’ın 5. sezonu çıktı. Bugün kısaca hayal kırıklığı olan sezonu konuşup sonrasında da sezonun en iyi bölümüne odaklanacağız. Eğer Black Mirror’ı bilmiyorsanız, dizi birbirinden bağımsız bölümlerde insanları ve teknolojinin insanlar üzerindeki etkisini anlatıyor. Bölümler bağımsız olduğu için de sezonları veya bölüm sıralamasını önemsemeden istediğiniz şekilde izleyebiliyorsunuz. Bunları anlattım çünkü bana diziyi dünyadaki herkes biliyormuş gibi gelse de insanlar sürekli ‘’bu dizi nasıl izleniyor’’ tarzında mesajlar atıyor.

Videoda ekranda gördüğünüz süreden sonra 2. bölümle ilgili spoiler konuşmaya başlayacağım, haberiniz olsun.

Bu sezon toplam 3 bölüm var. Geçen sezonun yarısı kadar. Bunun sebebiyse ekibin zamanının büyük bölümünü interaktif Black Mirror filmi Bandersnatch’e harcamış olması. İnteraktif bölüm için o kadar çok farklı sahne çektiler ve o kadar çok farklı senaryo yazdılar ki sezona 3 bölüm çekebildiler.

Eleştiriye geçelim çünkü yakınmak istediğim bir iki şey var. 5. sezonun 1. ve 3. bölümünün konuları değişik olsa da Black Mirror’a göre sıradan hikayeler anlatıyorlar. İlk bölüm uzun süredir görüşmeyen iki arkadaşın tekrar bağ kurmasını, 3. bölüm de bir pop yıldızının ve hayranlarının ün üzerinden yaşadığı problemleri ele alıyor. Bu iki bölüm de hikayeler dağınık ve Black Mirror’ın iyi bölümlerinin size verdiği heyecanı verip düşünmediğiniz şeylerin eleştirisini yapmıyor. Özellikle Myles Cyrus’ın oynadığı bölüm çok didaktik ve fazla klişe. Ayrıca dizinin bundan önceki bölümleri kadar işlenen konular ileri götürülmüyor. İlk bölümün konusu ilginç olsa da bu konunun işlenişi gerçekten garip.

Tempo ve ana karakterleri tanımamız açısından da bu iki bölümün bazı problemleri var. Yine de bu tarz dizilerin hayranıysanız 2 bölümde de ilginizi çekecek ve aklınızda kalacak konseptler bulabilirsiniz. Ben bulamadım ama o ayrı.

Bugünün asıl konusu dizinin ikinci bölümü Smithereens. Şimdi bölümü izlememiş insanlar için spoiler vermeden kısa bir eleştiri yapalım. 70 dakikalık bölümde bir uber şoförünün bir sosyal medya şirketi çalışanını kaçırmasını ve bundan sonra ortaya çıkan uluslararası krizi izliyoruz. Dizinin İngiltere’de geçen bu bölümünde başrolde Sherlock’tan ve ve şu güzel diziden hatırlayabileceğiniz Andrew Scott var. Size bu bölümle ve sezonla ilgili ilginç bir bilgi vereyim. Black Mirror Netflix tarafından satın alınmadan önce Channel 4 televizyon kanalında oynuyordu ve her bölümü dizinin yaratıcısı Charlie Brooker’ın ülkesi İngiltere’de geçiyordu.